6 Mayıs 2016 Cuma

Caulobacter Crescentus Bakterisi En Kuvvetli Yapıştırıcı Üretir


Caulobacter Crescentus isimli tatlı su bakterisi, endüstriyel yapıştırıcılardan dahi üç kat güçlü ve ıslak zeminlerde bile etkili olan doğadaki en kuvvetli yapıştırıcıyı kullanır.

Bu bakteriyi tutunduğu yerden ayırabilmek için 1 mikronewtonluk bir kuvvet uygulanması gerekir. Yani bir bozuk paranın üstüne üç-dört araba koyulduğunda elde edilen etkiye eşdeğerdir.

Yapışmasını, üzeri şeker molekülleri ile kaplı bir tutunma aleti sağlıyor.

Bilim adamları bu yapıştırıcıyı kendiliğinden eriyebilen cerrahi yapıştırıcı olarak kullanılacağı ve ameliyatlarda yaraları kapatmada ya da dişçilikte geniş bir kullanım alanı bulacağı görüşünde.


Bitkilerde FKF1 Proteini ve Çiçeklenme





Bitkilerdeki FKF1 proteini her gün öğleden sonra sentezleniyor ve etkinliği biyolojik saat tarafından düzenleniyor. Kısa günlerde sentezlendiğinde öğleden sonraki gün ışığının yeterli olmaması nedeniyle etkin hale geçemiyor. Daha uzun günlerde üretildiğinde ise bu foto reseptör proteini ışığı kullanarak “çiçeklenme proteini” olan FT proteininin de dâhil olduğu çiçeklenme mekanizmasını etkinleştiriyor. Böylece bitkiler biyolojik saat sayesinde gün uzunluğundaki değişiklileri algılıyor.
Bu mekanizma çoğalmak için uygun olmayan, günlerin kısa gecelerin uzun olduğu kış aylarında bitkinin çiçeklenmesini önlüyor.

Atomlardan Oluşan Muazzam Farklılık


Şu anda gördüğümüz her şey atomlar ve bu atomların kombinasyonları olan elementlerden oluşurlar. Elementlerin farklı olmasının tek nedeni atomlarının çekirdeklerindeki proton sayılarıdır. 
Soluduğumuz hava, vücudumuz, herhangi bir bitki veya bir hayvan ya da uzaydaki bir gezegen, canlı-cansız, acı-tatlı, katı-sıvı herşey... Bunların hepsi, sonuçta aynı yapıdaki ancak farklı sayıdaki proton-nötron-elektronlardan meydana gelmiştir.

Arum Zambağındaki Akılcı Tuzak


Arum zambağının polenlerinin bulunduğu bölüm, beyaz yapraklı yapının içinde dip taraftadır. Polenler döllenmeye hazır olduğunda böceklerin dikkatini çekmek için ısı ve koku yayar. Bu ısı ve koku, bitkinin metabolizmasında gerçekleşen hızlanma sonucunda ortaya çıkan Glutanamik asitin kimyasal yollarla parçalanması ile oluşur.
Bu sayede böcekler çiçeğe gelirler. Yağlı olan dış yüzeyi sebebiyle gelen böcekler kayarak çiçeğin içine düşerler ve kaygan duvarlardan tekrar yukarı tırmanamazlar. Bulundukları bölümde çiçeğin dişi organlarının ürettiği sevdikleri şekerli bir sıvı vardır. Ayrıca gece olunca polenlerin kapalı olduğu torbacıklar da açılır ve böcekler bunlara bulanırlar. Sabah olunca çiçeğin üzerinde bulunan dikenler bükülerek böceklerin yukarı tırmanması için merdiven işlevi görürler. Merdivenden tırmanan böcekler, özgürlüklerine kavuşur kavuşmaz dölleyici polen yükleriyle birlikte başka bir zambağa gidip döllenmeyi sağlarlar.

Aleiodes Yaban Arılarının Tırtılı Mumyalaştırması



Aleiodes yaban arıları tırtılları mumyalamayı başaran bir arıdır. Bu arılar 4-9 milimetre gibi son derece küçük boyutlarda olmalarına rağmen, ormanın ekolojik dengesinin sağlanmasında önemli görev üstlenirler. Bu arılar ormandaki tırtılların üzerinde yaşamlarını sürdürürler. Dişi yaban arıları, uygun tırtılı bulduklarında içine yumurtalarını enjekte ederler. Enjekte edilen yumurta tırtılı hemen öldürmez fakat yumurta beslendikçe, tırtıl küçülür ve mumyalaşır. Henüz tam olgunlaşmamış yaban arısı yavrusu tırtılın kalan vücudunu kullanarak kozasını hazırlar ve gelişimini tamamlar. Kozanın gelişim süreci tamamlandığında artık olgun bir arı olmuştur, tırtılın mumyalaşmış vücudundan bir delik açarak dışarı çıkar ve çiftleşir.
Aleiodes yaban arıları, “parazit” şekilde bir tırtılın vücudunu kullanarak, nesillerini devam ettirmiş olurlar ve Allah’ın ilhamıyla bitkilerle beslenen tırtılların ormandaki sayıları da dengede tutulmuş olur.