15 Ağustos 2010 Pazar

Ağaçkakanın Kafatasındaki Mekanik Sistem Allah'ın Sonsuz Yaratma Gücünün Bir Örneğidir

Ağaçkakanın Kafatasındaki Mekanik Sistem Allah'ın Sonsuz Yaratma Gücünün Bir ÖrneğidirBir insan başını sağlam bir betona arka arkaya, saniyede 10-15 vuruşa denk gelecek şekilde, hızlı bir şekilde vurduğunda bunun nasıl bir sonucu olacağını yaklaşık olarak tahmin edebiliriz. Bir ağaçkakanın gagasıyla ağacı delme hızı saatte yaklaşık olarak 40 km'dir. Büyük olasılıkla beyinde ciddi bir travma, beyin kanaması, ciddi bir zedelenme oluşacak, hatta bu durum ölümle bile sonuçlanabilecektir. Zihinde canlandırıldığında son derece yanlış ve tehlikeli olan bu olay, bu işlemi yapan söz konusu varlık bir ağaçkakan olduğunda son derece normal karşılanır. Ve bunu yapan bir ağaçkakan olduğunda, konunun tüm ayrıntılarında Allah’ın sonsuz ve mükemmel aklının tecellilerini görüyoruz. Eğer Yüce Rabbimiz Allah, ağaçkakanı kafatasındaki kendisine özgü, muhteşem mekanik sistem ile yaratmış olmasaydı, aynı olay onun için de öldürücü derecede tehlikeli olabilirdi.

Bilindiği gibi ağaçkakanlar, yuva yapmak ve yiyecek bulmak için, ağaç kabuklarına seri vuruşlar yaparlar. Bazıları bir saniyede 15-20 vuruş yapar. Kuşun iki vuruşu arasındaki zaman farkı, bir saniyeden çok daha azdır. Kuşun gagası her ağaca çarptığında kafası büyük bir sarsıntıya uğrar. Burada ki Allah’ın yarattığı olağanüstülük, bu şiddetli sarsıntıya rağmen beynin en ufak bir zarar görmemesidir. Peki bu nasıl mümkün olur? Böyle şiddetli ve arka arkaya devam eden bir sarsıntı serisinde nasıl olur da beyin küçük de olsa bir zarar görmez?

Burada Allah’ın sınırsız, sonsuz aklı ve sonsuz şefkatiyle dolu bir yaratma sanatı ile karşılaşırız.

Ağaçkakanın kiraz büyüklüğünde bir beyni vardır ve bu sarsıntılardan etkilenmemesinin sırrı boyun kaslarında gizlidir. Vurmaya başladığı anda, baş ve gagası tam bir doğru üzerine gelirler. Burada oluşacak en küçük bir sapma, kuş için hayati tehlike oluşturabilir ve beyninde yırtılma yapabilir. Ancak oluşan bu mükemmel doğruluk, kuşun zarar görmemesinin sebeplerinden birisidir. Kuşların büyük bir çoğunluğunda kafatası kemikleri birbirine yapışıktır, gaga ise çenenin hareketiyle açılır. Oysa ağaçkakanlarda durum farklıdır. Gaga ve kafatası vuruş sırasında oluşan şoku emen süngerimsi bir madde ile birbirinden ayrılmıştır. Hatta bu maddeye “şok emici” denir. Bu şekilde adlandırılması, çok kısa aralıklarla oluşan şokları emebilmesinden ileri gelir. Bu madde, her vuruşta oluşan şoku emip bir sonraki şoku karşılayacak duruma gelebilir. Üstelik bunu saniyede 15-20 vuruşun yapıldığı şartlarda başarır.

Açıkça görülüyor ki bu madde modern teknolojinin geliştirdiği tüm benzerlerinden üstündür. Ağaçkakanın kafatası ve üst gagasının olağandışı bir yöntemle bağlanmış olması, her vuruşta beyninin bulunduğu bölümün gagadan uzaklaşmasını, böylece şok emici ikinci bir mekanizma oluşmasını sağlar.

Buradaki tüm detaylar, iman eden bir kişinin imanının daha da derinleşmesine, pek çok kişinin de Allah’ın gücüne şahit olarak iman etmesine sebep olan yaratılış delilleridir. Ağaçkakanı var olduğu ilk günden beri bu özellikleriyle, yapısındaki bu mükemmel sistemle yaratan, sonsuz güç sahibi olan Allah’tır. Allah’ın yarattığı ilk ağaçkakan da, şu an halen yaşayan bir ağaçkakan da aynı özelliklere sahiptir. Tüm bu bilgiler, insanları Allah’ın kusursuz, çok çeşitli, ayrıntılarla dolu, mükemmel yaratma sanatını düşünmeye teşvik eder. Allah Kuran’da iman edenlerin göklerde, yerde, ikisinin arasında ve kendi nefislerinde yaratılan bu mükemmellikleri düşünmelerini bildirmiştir. Mümin bu düşünmeyle imanında derinleşir, her işinde Allah’a yönelip döner, sonsuz kudret sahibi olan Rabbimiz Allah’ın her şeyi örneksizce yarattığına, yaratmada eşi ve benzeri olmadığına bir kez daha tanık olur.

Şüphesiz, müminler için göklerde ve yerde ayetler vardır. Sizin yaratılışınızda ve türetip yaydığı canlılarda kesin bilgiyle inanan bir kavim için ayetler vardır. (Casiye Suresi, 3-4)

Buraya kadar anlattıklarımız ağaçkakanların genel özelliklerinden sadece birkaçıdır. Bunların yanı sıra her ağaçkakan türünün kendine özgü pek çok ilginç özellikleri vardır. Örnek olarak palamutları ağaçlarda saklayan bir ağaçkakan türünü ele alalım.

Meşe palamudu ağaçkakanı yaz boyunca ölü bir ağaç kütüğünün üzerinde sürekli olarak "delikler" açar. Çünkü yaz sonunda bu delikleri kışın yiyeceği meşe palamutlarıyla dolduracaktır. Meşe palamutlarını her deliğe birer tane olacak şekilde adeta çekiçle çakar gibi yerleştirir. Fakat bu işlem ağaçkakan için oldukça uzun sürer. Çünkü önceden hazırladığı deliklerin büyüklüğüne uygun büyüklükte palamudu bulup yerleştirmeye çalışır. Eğer delik büyük olup palamut küçük olursa, gevşek duran palamut diğer kuşlar tarafından rahatlıkla alınabilir. Tam tersine delik küçük olup da palamudu zorla deliğe sıkıştırmaya çalışırsa bu kez palamut zarar görür. Bu nedenle deneme yanılma yöntemini uygulayan ağaçkakanın işi çok uzun sürer.

Ağaçkakanın işi bu kadarla da bitmez. Zaman geçtikçe palamutlar kurudukları için küçülürler. Bu ise ağaçkakanın kuruyan palamutları çıkarıp yenileri ile değiştirmesi demektir. Üstelik ağaçkakanlar bunu 5-10 palamut için yapmazlar. Meşe palamudu ağaçkakanları büyük bir ağaçta bu palamutlardan yaklaşık 50 bin tanesini depolayabilirler.

Bu ilginç özellikleri biraz düşündüğümüzde ağaçkakanlara bütün bunları öğreten çok üstün bir gücün olduğunu anlarız. Bu üstün gücün sahibi Allah'tır. Allah ağaçkakanların gagalarını ağaçları delecek dayanıklılıkta yaratmıştır. Ayrıca yaptıkları tüm işleri onlara öğreten de Allah'tır. Allah'tan başka hiçbir ilah, hiçbir Yaratıcı yoktur. Allah herşeyi Kendisi'nin yarattığını bize şöyle haber vermektedir:

İşte Rabbiniz olan Allah budur. O'ndan başka ilah yoktur. Herşeyin Yaratıcısı'dır, öyleyse O'na kulluk edin. O, herşeyin üstünde bir vekildir. (Enam Suresi, 102)

Tuzaklı Ağaçkakan Yuvası

Yuvalarını gagalarıyla vurarak oluşturdukları ağaç kovuklarında yapan ağaçkakanlar, bu yuvaları yaparken hiç zorluk yaşamazlar. Bunun sebebi, barınmak için özellikle çam ağaçlarını tercih etmeleridir. Ağaçkakanlar, bir çam ağacını delmeye başlamadan önce ilk iş olarak o ağacın yaşına bakar ve 100 yaşını geçmiş olanları tercih ederler. Çünkü 100 yaşını geçmiş olan çam ağaçları, gövdelerini saran sert ve kalın kabuklarının yumuşamasını sağlayan bir hastalığa yakalanırlar. Birçok kişinin ilk defa duyduğu ve bilimin son yıllarda keşfettiği bu bilgiyi, ağaçkakanlar ise yüzyıllardır bilmektedirler.

Ağaçkakanların çam ağaçlarını tercih etmelerindeki sebep yalnızca bu değildir. Ağaçkakanlar yuvalarının kenarlarına çukurlar kazarlar. Başlangıçta fonksiyonu anlaşılamayan bu çukurların, daha sonra çok büyük bir tehlikeden onları koruduğu ortaya çıkarılmıştır. Zamanla çam ağaçlarından akan yapışkan reçine bu çukurları doldurur ve böylece ağaçkakanların yuvalarının çevresi, en büyük düşmanları olan yılanlardan korunabilecekleri şekilde bir göletle çevrilmiş olur. Ağaçkakanın bu tuzak yöntemini kendiliğinden bulmuş olamayacağı açıktır.

O da yeryüzündeki tüm canlılar gibi her şeyin Yaratıcısı olan üstün güç sahibi Rabbimiz Allah'ın ilhamıyla hareket etmektedir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder