Dişler meydana gelirken milyonlarca hücre, önce kalsiyum depolayıp ardından yan yana gelerek büyük bir blok oluşturur. Bu bloğun şeklini de yine bloğu inşa eden hücreler belirlerler. Bu noktada büyük bir yaratılış mucizesi görülmektedir. Örneğin alt damakta bulunan hücreler, kendilerinden uzakta bulunan üst damaktaki hücrelerin nasıl bir şekil inşa ettiklerini adeta çok iyi bilirler. Her iki hücre grubu da ürettiği dev bloğu, kendisine karşı gelecek blokla birbirlerine en uygun şekilde üretirler. Böylece çene kemiği kapandığı zaman üst damakta bulunan bir azı dişi ile alt damakta bulunan bir azı dişi birbirlerine en uygun şekilde otururlar. Bu şekilde herhangi bir uyumsuzluk olması insan için rahatsızlık verici durumlar oluşturur. Ancak bu gerçekleşmez ve 32 kalsiyum bloğundan oluşan karmaşık yapı, birbirlerine en uygun şekilde inşa edilir.
Açıktır ki vücuttaki bütün hücrelere olduğu gibi dişleri oluşturan hücrelere de sahip oldukları özellikleri veren üstün güç sahibi Allah'tır. Her özelliğiyle Allah'ın yaratma sanatındaki kusursuzluğu ve örneksizliği bizlere gösterir.
Biyolojik Kristal: Dişler
Önümüzde duran tabaktaki lezzetli bir salatayı veya meyveyi nasıl parçalanacağını ve öğütüleceğini hiç düşünmeden yeriz. Çünkü lokmaları ağzımıza attığımız an bunları öğüten ve küçük parçalara ayırarak kolayca yutmamızı sağlayan dişlerimiz var. Üstelik bu yiyecekler ne kadar sert olursa olsun dişlerimiz o kadar sağlamdırlar ki hiçbir zaman yemekleri çiğnerken onların kırılacaklarını düşünmeyiz. Oldukça sert yiyecekleri, hatta sert kabuklu meyveleri bile dişlerimizin yardımıyla kolayca parçalayabiliriz.
Dişlerimize bu sağlamlığı kazandıran, onlara son derece mükemmel bir yapı veren Yüce Allah'tır. Dişler Rabbimiz'in üstün ve kusursuz yaratışının delillerinden birini daha gözler önüne sermektedir.
Dişler düzenli ve iyi bir bakımla hayat boyu sağlam kalabilen bir yaratılış harikasıdır. Sağlam olmalarının yanında işlevsel ve estetik özelliklere de sahip olan dişler herşeyden önce, işlevlerine uygun bir dizilime sahiptirler; lokmayı ısırma ve koparmaya yönelik olarak ilk görevi üstlenen ön dişler, ağza alınan parçayı yutabilecek kadar küçük parçalara ayırmaya veya ezmeye yarayan küçük azı ve büyük azı dişleri… Ayrıca üstteki dişler ile alttaki dişler tam olarak birbirine uyumlu bir oturuşa sahiptir. Dişlerin bu şekilde düzgün bir biçimde oturmaması durumunda ise, lokmaları çiğneyip ezmemiz, pek kolay olmazdı. Dişlerin bu uygun ve sindirime uyumlu sıralanışı sayesinde ağzımız yüksek teknolojili öğütme araçları ile donatılmış gibidir.
Dişlerin estetik güzelliklerinin yanısıra bir diğer özellikleri ise biyolojik açıdan en sert malzemeden yapılmış olmalarıdır.
Sert Diş Minesi ve Esnek Dentin
Dişlere dayanıklılığını veren diş minesi kristal kadar serttir. Seramik benzeri bir yapıya sahip olan diş minesi, daha yumuşak olan dentine esnek bir şekilde bağlanmıştır. Bazı araştırmacılar dentin ve mineyi bir yatak üzerinde yer alan cam bir tabağa benzetirler. Bu iki malzeme en doğru sertlikte inşa edildiği için esnek dentin-mine bağlantısı, kişinin yaşamı boyunca çiğnerken ve öğütürken diş minesini kırılmaktan korur. Gerçekte dişin bu yapısı tek bir gen tarafından kodlanan, normalde bir araya gelmesi beklenmeyen bir çift protein tarafından desteklenmektedir.
Dişlerin Yaratılışı
Diş araştırmacıları, diş oluşumu ile ilgili yaptıkları çalışmalarda Yüce Allah'ın muhteşem yaratış sanatını ve bu yaratıştaki ince detaylarından bir tanesini daha gözler önüne seren bir gen ortaya çıkardılar. Bu gen, diş minelerinin ve dişin içerisinde daha yumuşak yapıdaki dentinin oluşumunda önemli rol oynayan (dentin sialophospho protein) DSP genidir. Diş oluşumunda kritik rol oynayan bu gen, tek bir protein açığa çıkarır, ancak bu protein (dentin sialoprotein) DSP ve (dentin phospho protein) DPP adı verilen zıt işlevlere sahip iki proteine bölünür. Söz konusu proteinlerden DPP kırılganlığa yol açan oyuk ve kireçli bir mine tabakası oluştururken, DSP minenin sertliğini ve oluşum hızını artırmaktadır. Başka bir deyişle bu iki proteinin tam belirtilen ölçülerde ve birbirini tamamlayan ince bir teknikle bir arada çalışması sonucu dişler ne çok kırılgan ne de çok yumuşaktır.
DSP ve DPP arasındaki mükemmel denge kritik dentin-mine bağlantısının hassasiyetini gözler önüne sermektedir. Çünkü dişlerin korunmasında etkin bir madde olarak görünen ve minenin dentinle olan bağlantısında çok ince bir tabaka halinde bulunan DSP, tüm mineden daha serttir. Eğer bu proteinin miktarı artırılırsa dişler daha kırılgan hale gelmektedir. Çünkü dişleri daha sert yapan ve çürümeye karşı koruyan florürün fazla miktarının dişleri zayıflatması gibi, DSP'nin de aşırı miktarının dişleri zayıflattığı ve kırılgan hale getirdiği saptanmıştır. Diğer taraftan DPP proteininin dişleri zayıflatan bir etkisinin olduğu bilinmektedir. Bu proteinin olması gerekenden fazla miktarda bulunması ise dişlerimizin çürüyüp dökülmesi anlamına gelir. Ancak Yüce Rabbimiz'in sonsuz ilmi sayesinde, DSP ve DPP arasında çok hassas bir denge kurulmuştur. Bu öyle hassas bir ayardır ki mineyi zayıflatıyormuş gibi görünen DPP proteini, sertliği artıran DSP proteini ile birleşerek uygun diş oluşumunu sağlamaktadır.
Her şeyi belli bir ölçü ile ve düzen içinde yaratan Yüce Allah DSP ve DPP arasındaki bu hassas denge ile yumuşak dentinin, daha dışarıdaki sert seramiğe benzer yapıdaki mine kaplaması ile güvenli bir biçimde birleşmesini sağlar. Yüce Allah bir Kuran ayetinde her şeyi bir ölçü ile yarattığını bizlere şöyle haber verir.
”...O'nun Katında herşey bir miktar (ölçü) iledir.” (Rad Suresi, 8)
Dişler Yaratılış Gerçeğine Önemli Bir Delildir
Evrimciler genellikle dişlerden kompleks olmayan bir maddeymiş gibi bahsederler. Bir hayvandan diğerine sözde nasıl evrimleştiklerini ya da geçiş formlarının nasıl olabileceğini hayal güçlerini kullanarak cevaplamaya çalışırlar. Bu konunun detaylı açıklamasına da yanaşmazlar. Örneğin diş minesinin ve dişin içerisinde daha yumuşak yapıdaki dentinin oluşumu için son derece önemli olan genin ve bu genin içeriğinde yer alan iki yönlü proteinlerin nasıl bir araya geldiklerini açıklayamazlar. Aslında dişlerin sadece küçük bir parçasının oluşumu için, çift-amaçlı bir genin bulunması büyük bir mucizedir. Çünkü hücresel bölünme mekanizması, genin yapısındaki özel proteinin tam olması gerektiği anda ve zincirde, olması gerektiği noktada iki parçaya bölünmesi gerektiğini bilmektedir. Daha ilginç nokta, bu proteinin hassas denge ile dentin ve mine arasındaki kritik bağlantıyı sağlamasıdır. DSP ve DPP proteinleri işini çok iyi bilen bir duvarcı ustası gibi çalışmaktadır. Bu noktada söz konusu proteinlerin dişin sağlamlığını kazanmak için evrimleştiklerini düşünmek oldukça büyük bir yanılgıdır. Bilinçsiz proteinlerin deneme yanılma yöntemi ile dişler için en uygun sertliği bulmaları, kendi kendilerini kontrol ederek bu hassas dengeyi gelecek nesillere aktarmaları elbette olanaksızdır. Bu mucize aşamaların hepsi Yüce Rabbimiz'in üstün ilminin delillerinden sadece bir tanesidir. Dişleri de, dünyadaki ve kainattaki her şeyi olduğu gibi Yüce Allah yaratmıştır.
Yüce Allah bir Kuran ayetinde tüm mülkün yalnızca Kendisi'nin olduğunu, onları bir düzen içinde belli bir ölçüyle yarattığını şöyle bildirmektedir:
“Göklerin ve yerin mülkü O'nundur; çocuk edinmemiştir. O'na mülkünde ortak yoktur, herşeyi yaratmış, ona bir düzen vermiş, belli bir ölçüyle takdir etmiştir.” (Furkan Suresi, 2)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder