İnsan bedeni için hayati önem taşıyan gıdalardan biri, ayette özellikle dikkat çekilen ettir.
İnsan vücudundaki proteinin yapıtaşları amino asitlerdir. Amino asitler, yıpranan ve yok olan dokuların yenilenmesinde kullanılır. Dolayısıyla vücudun gelişmesi ve kendini yenilemesi için yeterli miktarda amino asit, yani protein alınması gereklidir. Yaşamsal faaliyetlerin devamını ve büyüme için gerekli miktarı tam olarak sağlayan amino asitlerin oluşturduğu protein kaynaklarına “tam protein” denir. İşte hayvansal bir besin olan et, tam proteine en yakın olan yiyecektir. Sebze proteinleri genellikle tam protein değildirler ve vücuda gerektiği kadar amino asit sağlayamazlar. Ayrıca sadece sebze ile yapılan, karbonhidrat bakımından zengin fakat protein bakımından yetersiz bir beslenme, vücudun yeterli ölçüde amino asit almasını engeller ve sonuçta ödem denilen, su toplamasına bağlı şişlikler ortaya çıkar. Ödem ise, insanın hayatına son verebilecek derecede ciddi bir rahatsızlıktır.
Et, yalnızca protein açısından zengin bir besin değildir. İçerisinde aynı zamanda insan için hayati öneme sahip olan demir, çinko, fosfor, potasyum, selenyum gibi minerallerin yanısıra birçok vitamin (en fazla B grubu vitaminleri) de bulunmaktadır. Demir ve çinko bitkisel gıdalarda da vardır ancak, sürekli bitkisel gıdalarla beslenenler, lif içeriği yüksek besinleri yediklerinden, bedenin bunları özümsemesi güç olur. Kırmızı etteki doymuş yağlar, özellikle erkeklerde felci önleyici bir etki yapmaktadır. Felç kanın beyin hücrelerine aniden pompalanması sonucu meydana gelmektedir. Kanın bu ani akışı sonrası birçok beyin hücresi ölür ve kişi felç olur. Ancak son yapılan araştırmalar hayvansal yağların kanın beyne akışını düzenlediğini ortaya çıkarmıştır.
Ayrıca et içermeyen beslenme şekillerinin, kolesterol açısından düşük olduğu sanılmaktadır. Oysa bu yanlış bir mantıktır. Çünkü et haricindeki yiyecek gruplarında mevcut olan gizli yağların oranı oldukça yüksektir. Dolayısıyla vejeteryanlar, bu şekilde beslenmekle, söz konusu gizli yağları da vücutlarına almış olurlar. Diyet uzmanları insanların sağlıklı beslenmeleri için günde 300 mg’dan az kolesterol almalarını tavsiye etmektedirler. İşte etten elde edilen kolesterol tam bu diyete uygun miktardadır.
Etin sindirim süreci uzundur ancak, içindeki proteinlerin %95’i, yağların ise %96’sı kolaylıkla sindirilebilir. Bunun yanında yağlar, diğer besinlerin de sindirilmesine olanak tanır. Böylece uygun oranda yağ içeren et, midede daha uzun süre kalarak acıkmayı geciktirir ve açlığa dayanma gücünü arttırır. Bunun dışında et içerisinde bulunan özler, sindirim sistemindeki tükürük bezlerini harekete geçirerek iştah açar ve sindirimi kolaylaştırır.
Bilimsel olarak açıklanan tüm bu özelliklerin yanında et, aynı zamanda son derece lezzetli ve sevilen bir besindir. Vücudun böylesine ihtiyaç duyduğu bir besin, eğer bu kadar lezzetli olmasaydı, yalnızca ihtiyaç olduğu için onu yemek insanlara zevk değil aksine sıkıntı verebilirdi. Ancak Allah kullarına lütufta bulunarak, bu ihtiyaçlarını zevkle giderebilecekleri şekilde bir imkan oluşturmuştur. Kuran ayetlerinde etin cennet yiyeceklerinin arasında sayılması ise kıymetini daha da vurgulamaktadır. (Vakıa Suresi, 21)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder