Göklerin ve yerin mülkü Allah'ındır.                            Allah, her şeye güç yetirendir.
                        (Al-i İmran Suresi, 189)
Maddelerde bulunan pigment molekülleri                      farklı atom özellikleri nedeniyle ışıkları farklı şekillerde                      yansıtırlar ve bu sayede renk tonları ortaya çıkar. Etrafınıza yine şöyle bir bakın. Gözünüzün gördüğü                      alanda ne kadar çok farklı renk varsa, bu o kadar farklı sayıda                      pigmentin varlığını gösterir. Çünkü çevremizde gördüğümüz                      her şeyin rengi, maddelerin yapısında bulunan pigmentlere                      bağlıdır. Bitkilerin yeşil rengi, derinizin rengi, gözünüzün                      rengi, hayvanların rengi kısacası tüm renkler hep pigmentlerin                      yapısal özelliğinden kaynaklanır.
    Pigment Nedir?
    Pigmentler hem gözümüzde hem de nesnelerin genellikle  dış yüzeylerinde bulunarak renklerin oluşmasını sağlayan özel  moleküllerdir. Pigment moleküllerinin harekete geçmesi için belirli bir  enerji gereklidir. Elbette ki renklerin oluşmasındaki diğer tüm  aşamalarda olduğu gibi, pigmentlerle ışık arasında da yine kusursuz bir  uyum vardır. Çünkü yeryüzüne ulaşan "görünür ışık", canlılarda renk  molekülü olarak bilinen "pigment" molekülleri için özel olarak  tasarlanmıştır. 
                     Bundan başka insan gözü de buna uygun bir yapıya sahiptir.                      Gözümüzün retinasında bulunan koni hücrelerinin de üç ana                      rengi, yani kırmızı, yeşil ve maviyi algılamasının nedeni                      de içlerinde bulunan özel pigment molekülleridir. Bu pigmentlerin                      renkli bir dünya görmemiz için gerçekleştirdikleri en hayati                      işlem kendilerine gelen ışığın "renk" enerjisini elektrik                      sinyaline çevirmeleridir. Yani renk diye bildiğimiz her şey                      aslında bu pigmentlerin kendilerine gelen ışığın dalga boyunu                      elektrik sinyali olarak beyne iletmeleridir.
                  Görünür ışığın sahip olduğu enerji düzeyi, canlıların derilerinde,                      derilerini kaplayan pullarında, tüylerinde veya kürklerinde                      bulunan pigment moleküllerini harekete geçirmek için gereken                      enerji düzeyine eşittir. Görünür ışığın aralığı içinde olan                      ve belirli renklere karşılık gelen dalga boyları bu pigmentleri                      harekete geçirerek canlıların renklerini oluştururlar.
  Görüldüğü gibi canlıların hem görme merkezlerinde hem  de vücutlarında bulunan pigmentler, işleyen diğer vücut sistemleriyle  birlikte tam bir uyum halindedirler. Bir canlının görme merkezinde özel  bir pigment molekülünün bulunmaması veya gerektiğinden az bulunması onun  çevresindeki renkleri ayırt edememesine neden olur. 
  Burada üzerinde durulması gereken nokta bu özel  moleküllerin canlıların derilerinde nasıl oluştuğu sorusunun cevabıdır.  Bu sorunun cevabını da yine sorular sorarak verebiliriz. Canlılar  yeryüzüne ulaşan özel ışık tayfının özelliklerini bilip ona göre özel  pigment molekülleri seçerek mi bu renklere sahip olmuşlardır? Elbette  böyle bir tesadüfün gerçekleşmesi ihtimali sıfırdır. Bu özel moleküller  canlıların derilerine bilinçli bir tasarımla yerleştirilmiştir. Açıktır  ki ne canlıların böyle bir işlemi kendi iradeleriyle gerçekleştirmeleri,  ne de kontrolsüz tesadüflerin böyle bir oluşum meydana getirmesi mümkün  değildir. Çünkü söz konusu uyum ancak her şeyi kontrol altında tutan  bir İrade'nin yaratmasıyla gerçekleşebilecek bir uyumdur. Allah her  canlıyı kendine has çok detaylı özelliklere sahip olarak yaratmıştır.  Canlı cansız her nesne kendi özelliğine uygun pigmentlere sahiptir.  Pigmentler ışığı kendi moleküler yapılarına göre seçici bir şekilde  emerler. Her pigment ışığa karşı aynı tepkiyi vermez. Bundan dolayı da  aynı kimyasal reaksiyonu gerçekleştirmez ve aynı rengi oluşturmaz. 
  Örnek olarak bitkilerin yeşil görünmelerine neden  olan pigment moleküllerini yani klorofilleri verebiliriz. Bu pigmentler  güneşten gelen belirli dalga boylarını emerler ve yeşil rengi veren  dalga boyundaki ışığı yansıtırlar. Bitkilerdeki pigment molekülleri olan  klorofiller, dalga boylarının özelliği nedeniyle yeşil görünen  fotonları yansıtırlar. Aynı zamanda güneş ışığından aldıkları enerji,  bitkilerin tüm canlıların besin kaynağı olan karbonhidratları  üretmelerini sağlar. 12 Farklı pigment molekülleri de kendi moleküler  özelliklerine göre belirli dalga boylarındaki renkleri yansıtırlar ve  farklı kimyasal reaksiyonlar meydana getirirler. 
  Doğada oldukça fazla pigment çeşidi vardır. Pigment  moleküllerinin canlılık için özel olarak tasarlanmış olduğunu görmek  için sadece birkaç tane örnek vermek yeterli olacaktır.
                      Pigment Çeşitlerinden Örnekler: Koruyucu                      Renk Kaynağı Melanin
  Canlı gözleri gerçekte ışığa karşı son derece  hassastır ve olumsuz yönde çok kolay etkilenebilir. Ama biz gözlerimizde  Allah tarafından özel olarak yaratılmış olan destek sistemler sayesinde  güven içinde güneşe bakabiliriz, etrafımızı rahatlıkla görebiliriz. Bu  destek sistemlerden bir tanesi de gözlerde bulunan pigment  molekülleridir. 
                    Bilindiği gibi canlı gözlerinin renkleri                      çeşitlilik gösterir. Bu rengi sağlayanlar da yine pigmentlerdir.                      Melanin, gözün içinde bulunan ve göze rengini veren pigment                      maddelerinden bir tanesidir. Saçınıza ve cildinize rengini                      veren madde de melanindir. Ancak melaninin görevi sadece renk                      verici bir madde olması değildir. Araştırmacılar gözde bulunan                      melanin maddesinin hem gözün zararlı ışınlardan korunmasında                      kullanıldığını, hem de görüş gücünün artırılmasını sağladığını                      ortaya çıkarmışlardır. Doğada ışığın oluşturacağı zararlı                      etkilere karşı en doğal çözüm olan melanin maddesi, özellikle                      yüksek enerjili ışıkları, düşük enerjili ışıktan daha kuvvetli                      bir şekilde emer. Yani maviden çok mor ötesini, yeşilden çok                      maviyi emer. Bu yolla melanin gözün lensini zararlı mor ötesi                      ışınlara karşı korumuş olur. Retinanın dokusuna zarar verme                      ihtimali olan farklı renkleri filtreleyerek en ideal korumayı                      sağlar. Ayrıca yaş ilerledikçe melaninin azalması yaşlılık                      etkisini de artırmaktadır. Örneğin kırk yaşında gözdeki pigmentler                      % 15, altmış yaşında ise % 25 azalır ve bu durum yaşlılık                      etkilerinin daha da belirginleşmesine sebep olur.
  Bütün bunlardan da anlaşıldığı gibi melanin maddesinin görevlerinin her biri, bize bu maddedeki özel tasarımı göstermektedir.
  Bu mükemmel maddenin nasıl ortaya çıktığı sorusuna  verilecek cevap kuşkusuz ki böyle kusursuz bir yapıya sahip olan çok  fonksiyonlu bu maddenin tesadüfen ortaya çıkmasının imkansız olduğudur.  Melanin maddesi, evrendeki her şey gibi Allah tarafından insanlara fayda  verecek şekilde özel olarak yaratılmış bir maddedir.
    Canlı Renklerin Kaynağı Karotenoidler
  Karotenoidler (ve lipokromlar) sarı, kırmızı ve  portakal rengini yansıtan ve bitkiler tarafından sentezlenen pigment  molekülleridir. Hayvanların bu pigmentten faydalanması ise ancak  bitkilerle beslenmeleri yolu ile gerçekleşir.
                    Zehirli süngerler, deniz laleleri, zehirli deniz hıyarları                      ve bazı yumuşakçalar bünyelerinde barındırdıkları karotenoid                      maddesinin bir sonucu olarak ya kısmen ya da tamamen sarı,                      kırmızı veya turuncu renklere sahiptirler. Bundan başka kelebeklerin                      kanatlarında ve kuşların gagalarındaki sarı kısımlarda da                      karotenoid maddesi mevcuttur. Bazı böceklerde özel bezler                      sarı ve kırmızı renk salgılar. Bu bileşikler genelde mat yeşildir                      hatta renksizdir, ama zehirli böceklerin kanında parlak sarı                      bir renge dönüşür. Bu renkler düşmanlara karşı bir uyarı niteliği                      taşımaktadır. Bundan başka karotenoidler, bazı böceklerin                      vücutlarında zehirli bileşiklere dönüşürler, böylece hem silah                      hem de uyarıcı olarak ikili bir görev yaparlar. Allah'ın yarattığı                      bu özel sistem sayesinde pek çok canlı yaşamını rahatlıkla                      sürdürür. 
                    Buraya kadar doğada var olan pigment çeşitlerinden sadece birkaç                      tanesini inceledik. Bu incelemeler ışığında vardığımız sonuç                      pigmentlerin, bu pigmentleri oluşturan atomların, oluşan renklerin                      tümünde kendini gösteren özel tasarımın varlığı oldu. Bu üstün                      tasarımın sahibi tüm alemlerin Rabbi olan Allah, doğada yarattığı                      benzersiz renk sanatı ile bize Kendisi'ni tanıtmaktadır.
                                                                                                   Yeryüzünde gezip dolaşmıyorlar mı, böylece                          onların kendisiyle akledebilecek kalpleri ve işitebilecek                          kulakları olsun? Çünkü doğrusu, gözler kör olmaz,                          ancak sinelerdeki kalpler körelir. 
                         (Hac Suresi, 46)