23 Ocak 2011 Pazar

Yunusların Ses Dalgaları ve Sonar Teknolojisi

Yunuslar, başlarında bulunan "melon" (kavun) adındaki özel bir organdan sıklığı saniyede 200 bin titreşime ulaşan ses dalgaları yollar. Bu canlı, kafasını hareket ettirerek dalgaları istediği tarafa doğru yönlendirebilir. Yayılan ses dalgaları katı bir cisme çarptığında yansıyarak yunusa geri döner. Balığın ağzının alt tarafı alıcı görevi görür. Alınan dalgalar önce iç kulağa, oradan da beyne gönderilir. Bu veriler oldukça hızlı olarak yorumlanır. Bu yorumlama sayesinde son derece hassas ve kesin bilgiler elde edilir. Yunus, bu sayede ses dalgasının çarptığı objenin hareket yönünü, hızını ve büyüklüğünü ayrıntılarıyla belirleyebilir.

Yunusun dalgaları yorumlama sistemi o kadar üstündür ki, bir balık sürüsü içindeki tek bir balığı bile izleyebilir. Hatta zifiri karanlıkta suda kendinden 3 km. uzakta duran iki ayrı metal parayı birbirinden ayırt edebilir.

Günümüzde, gemilerde ve denizaltılarda yön ve hedef tayininde SONAR70 adı verilen cihaz kullanılır. Sonarların çalışma prensibi, yunusların ses dalgalarını kullanma sistemiyle aynıdır.

ABD'de Yale Üniveritesi'nde keşif amacı ile kullanılacak bir robot geliştirilmiştir. Robotta, profesör ve aynı zamanda elektrik mühendisi olan Roman Kuc'un yunusların sonarını taklit ederek yaptığı sonar sistemi kullanılmıştır. Bu başarısına rağmen 10 yıldır sesüstü algılayıcılar ve robot teknolojisi üzerine çalışan profesör Kuc doğaya dikkat çekerek şöyle demektedir:

Sonar yapımı için doğaya daha yakından bakmalıyız, gözden kaçırdığımız herhangi bir şey olabilir.

Birisi size ses dalgalarının deniz suyunda saniyede 1500 m. hızla ilerlediğini söylese ve şöyle bir soru sorsa: İçinde bulunduğunuz bir denizaltıdan bir gemiye gönderilen ses dalgaları 4 saniye sonra geri geliyorsa gemi ne kadar uzaktadır?

Yapacağınız hesaplama sonucunda bulacağınız sonuç, 3 km. olacaktır. Yunuslar da benzer hesaplamaları büyük bir rahatlıkla yaparlar. Ancak elbette ki yunuslar ne ses dalgalarının sudaki yayılma hızını, ne çarpma işlemini ne de bölme yapmayı bilirler. Bu da bize, bütün bu işlemlerin yunuslar tarafından yapılmadığını, onların sadece Allah'ın kendilerine emrettiği şekilde hareket ettiklerini açık olarak gösterir.

Yunusların Mükemmel Hassas Sonarı

Amerikan Donanması için kuma gömülü deniz mayınları önemli bir problem oluşturuyor. Bu tür mayınlar mevcut sonar teknolojisiyle bulunamıyor. Bu handikapı aşmak isteyen Amerikalı yetkililer yunustaki sonar tasarımını teknolojide taklit etmeye çalışıyorlar. (Sciencenow: Spotting Mines With Dolphin Sonar, 18 Ekim 1998)

Yunusların sonar sistemi o kadar hassastır ki kumun altına gizlenen bir balığı bile kolaylıkla bulabilir.

Kailu’da bulunan Hawaii Deniz Biyolojisi Enstitüsü araştırmacılarından Whitlow Au, “Donanma, gömülü mayınlar konusuna oldukça fazla önem veriyor” diyor.

Bazı mayınlar fiberglastan yapıldığı için metal dedektörlerle bulunamıyorlar. Uzun dalga tarama yapabilen donanma sonarları, kuma gömülü mayınları bulamıyor. “Körfez savaşında birkaç büyük donanma gemisinde mayınların sebep olduğu önemli zararlar meydana gelmişti” bilgisini veriyor Au.

Bir yandan yunusları canlı mayın dedektörleri gibi eğitme projesi başlatan Amerikan Donanması, yunuslar konusunda uzman bilimadamlarıyla temas kurup elektronik bir yunus sonarı üretmenin yollarını arıyordu. Whitlow Au ve çalışma arkadaşları en sonunda böyle bir sonar üretmeyi başardılar. Bu yapay yunus sonarı, gönderdiği dalgaların yankısını izleyip deşifre eden özel bir bilgisayar ünitesine sahip. Bilim adamları geliştirdikleri bu sonarı çeşitli testlere tabi tuttular. Sonuçlar gayet olumluydu: Kumun yaklaşık 40 santim altındaki mayınları bulmada % 90 başarı sağlandı.

Washington D.C de bulunan Donanma Araştırmaları Laboratuvarı fizikçilerinden Robert Gragg projeyi ilgiyle izliyor. Gragg, “İşte bizim gitmemiz gereken yol bu” diyor.

Yunus sonarının mükemmel bir tarama aracı olduğu görülüyor. Peki ama yunuslar böyle gelişmiş bir sonara nasıl sahip olmuşlardır? Tam da kendilerine gerekli boyda ses dalgaları üretecek bu özel organı kafalarının ön kısmında kendi iradeleriyle üretmiş olabilirler mi? Elbette hayır.

Yunus sonarı tesadüfen meydana gelmiş olamaz. Bunu savunmak akıl ve mantığa aykırı bir hareket olur. Çünkü hiçbir tesadüf böyle kompleks sistemler meydana getiremez.


Yunus sonarını yaratan Alemlerin Rabbi Yüce Allah'tır. Allah herşeyi yoktan var edendir. Evrendeki herşey O’nun “Ol” kelimesiyle varolmuştur.

“Gökleri ve yeri (bir örnek edinmeksizin) yaratandır. O, bir işin olmasına karar verirse, ona yalnızca "OL" der, o da hemen oluverir” (Bakara Suresi, 117)


Avlanırken Deniz Süngeri Kullanan Yunuslar

Bundan 20 yıl önce Avustralyalı balıkçılar, Shark Bay'deki Bottlenose (şişeburunlu) cinsi yunusların ilginç bir alışkanlıklarının olduğunu fark ettiler. Yunuslar burunlarının üzerinde denizden topladıkları süngerleri taşıyorlardı. Bu sıradışı davranışı inceleyen bilim adamlarının vardıkları sonuç yunusların zekice bir avlanma tekniği geliştirdiklerini ortaya koydu. (Darwinistler Neleri Düşünmez) Zürih Üniversitesi Antropoloji Enstitüsü'nden Michael Krützen yunusların bu davranışlarıyla ilgili şu açıklamayı yapmıştır:



"Yunusların, süngerleri deniz tabanında balık avlarken kullandıklarına inanıyoruz. Süngerler büyük ihtimalle koruyucu bir eldiven görevi görerek yunusları, taşbalıklarının tehlikeli dikenlerinden koruyor. Sünger aynı zamanda deniz tabanında saklanan balıkları da rahatsız ederek harekete geçirir. Böylece yunuslar saklanan bu balıkları da daha kolay avlayabilirler."

Yunusların bu olağanüstü davranışları bize Allah'ın tüm canlılarda tecelli eden üstün aklını bir kez daha göstermektedir. Bir ayette şöyle buyrulmaktadır:

"Andolsun onlara; "Gökleri ve yeri kim yarattı?" diye soracak olsan, tartışmasız; "Allah" diyecekler. De ki; "Hamd Allah'ındır." Hayır, onların çoğu bilmezler." (Lokman Suresi, 25)

Yunuslardaki sonar sistemi - Video İzle







Yunusların Kıyılardaki Avlanma Taktiği - Video İzle





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder