Birçok madde aynı atomları içermesine rağmen farklı görünür ve farklı 
özellikler taşır. Bunun da nedeni atomların molekülleri oluşturmak için 
aralarında kurdukları farklı kimyasal bağlardır.
 Maddeye giden ilk basamak olan atomlardan sonra ikinci basamak 
moleküllerdir. Moleküller, maddenin kimyasal özelliklerini belirten en 
küçük birimlerdir. Bu küçük yapılar iki veya daha çok atomdan, bazıları 
da binlerce atom grubundan oluşur. Atomları, molekül içinde 
elektromanyetik çekim kuvvetine dayalı kimyasal bağlar bir arada 
tutarlar. Bu bağlar atomların sahip oldukları elektrik yüklerini esas 
alarak kurulurlar. Atomların elektrik yükleri de daha önce belirttiğimiz
 gibi son yörüngelerinde taşıdıkları elektronlar tarafından belirlenir. 
Moleküllerin çeşitli biçimlerde bir araya gelmeleriyle de çevremizde 
gördüğümüz madde çeşitliliği ortaya çıkar. Bu noktada da maddenin 
çeşitliliğinin ana merkezinde yer alan kimyasal bağların önemi 
anlaşılır.
 Kimyasal Bağlar 
 Kimyasal bağlar, atomların dış yörüngelerindeki elektronların 
hareketleriyle oluşur. Her atom en dışta yer alan yörüngesini, 
alabileceği en fazla elektron sayısına tamamlama gayreti içindedir. 
Atomlar son yörüngelerinde bulundurabilecekleri maksimum elektron 
sayısına ulaşmaya çalışırken ya en dış yörüngelerindeki elektronları 
maksimuma tamamlamak için başka atomlardan elektron alırlar, ya da eğer 
en dış yörüngelerinde az sayıda elektron varsa, bunları bir başka atoma 
vererek önceden tamamlanmış olan bir alt yörüngeyi en dış yörüngeleri 
haline getirirler. Atomların son yörüngesini maksimuma tamamladıktan 
sonra oluşan hallerine ise 'kararlılık hali' denir. Atomların kendi 
aralarındaki bu elektron alıp verme eğilimi, birbirleri arasında 
yaptıkları kimyasal bağların temel itici gücünü oluşturur. 
 Bu itici güç, yani atomların son yörüngelerindeki elektron sayılarını 
maksimuma tamamlama amaçları, bir atomun diğer atomlarla 3 çeşit bağ 
kurabilmesini sağlar. Bunlar iyonik bağ, kovalent bağ ve metalik 
bağdır. 
 Moleküller arasında ise genel olarak "zayıf bağlar" başlığı altında 
toplanan özel bağlar görev yapar. Bu bağların özellikleri nedir ve nasıl
 kurulurlar, kısaca ele alalım. 
 İyonik Bağlar 
 Bu bağ ile birleşen atomlar son yörüngelerindeki elektron sayısını 
maksimuma, örneğin 8 ' e tamamlamak için birbirleriyle elektron 
alışverişinde bulunurlar. Son yörüngelerinde 4'e kadar elektronu 
bulunan atomlar bu elektronları birleşecekleri yani bağ kuracakları 
atoma verirler. Son yörüngelerinde 4'ten fazla elektron bulunduran 
atomlar ise birleşecekleri yani bağ kuracakları atomlardan elektron 
alırlar. Bu tip bağ ile oluşan moleküller kübik yapıya sahip olurlar. 
Yakından tanıdığımız sofra tuzu molekülleri bu bağ ile oluşmuş 
maddelerden biridir. Peki, atomların neden böyle bir eğilimi vardır? Bu 
eğilim olmasa ne olurdu? 
 Bugüne kadar atomların bir araya gelmek için aralarında kurdukları 
bağlar çok genel biçimde tarif edilebilmiştir. Ama atomların neden böyle
 bir prensiple davrandıkları anlaşılamamıştır. Yoksa atomlar son 
yörüngelerindeki elektronların sayısının 8 olması gerektiğini kendileri 
mi tespit etmiştir? Tabii ki hayır. Bu öyle bir sayıdır ki, maddenin ve 
dolayısıyla evrenin meydana gelmesi için ilk basamak olan atomların 
birleşmelerindeki kilit noktadır. Eğer atomların bu prensipten 
kaynaklanan eğilimleri olmasaydı moleküller ve buna bağlı olarak da 
madde oluşamazdı. 
 Oysa atomlar ilk yaratıldıkları andan itibaren sahip oldukları bu 
eğilim sayesinde moleküllerin ve maddenin kusursuz bir biçimde meydana 
gelmesi için hizmet ederler. 
 Kovalent Bağlar 
 Kovalent bağın daha iyi anlaşılabilmesi için kolay bir örnek verelim: 
Daha önce elektron yörüngelerinden bahsederken de belirttiğimiz gibi 
atomların ilk yörüngelerinde en fazla 2 elektron taşınabilir. Hidrojen 
atomu tek bir elektrona sahiptir ve elektron sayısını 2 ' ye çıkarıp 
kararlı bir atom olma eğilimindedir. Bu yüzden hidrojen atomu ikinci bir
 hidrojen atomuyla kovalent bağ yapar. Yani, 2 hidrojen atomu da 
birbirlerinin tek elektronlarını 2. elektron olarak kullanır. Böylece H2
 molekülü oluşur. 
 Metalik Bağlar 
 Atomların yörüngelerindeki elektronların neden böyle bir eğilimi olduğu
 sorusunu ise bilim adamları cevaplayamamaktadır. Fakat canlı 
organizmalar ancak nedenini bilmediğimiz bu eğilim sayesinde var 
olabilirler. 
 Acaba tüm bu bağlarla kaç farklı bileşik oluşabilmektedir? 
 Laboratuarlarda her gün yeni bileşikler oluşturulmaktadır. Şu an için 
yaklaşık 2 milyon bileşikten bahsetmek mümkündür. En basit kimyasal 
bileşik, hidrojen molekülü kadar ufak olabildiği gibi, milyonlarca 
atomdan oluşan bileşikler de vardır. 
 Bir element acaba en fazla kaç değişik bileşik oluşturabilir? Bu 
sorunun cevabı oldukça ilginçtir. Çünkü bir tarafta hiçbir elementle 
birleşmeyen bazı elementler (soy gazlar) vardır. Diğer tarafta ise 
1.700.000 bileşik oluşturabilen karbon atomu vardır. Toplam bileşik 
sayısının 2 milyon kadar olduğunu tekrar hatırlarsak, 109 elementin 108'i toplam 300.000 bileşik yapmaktadırlar. Ancak karbon olağanüstü bir 
şekilde tek başına tam 1.700.000 bileşik yapabilmektedir. 
 Karbon atomunun bu olağanüstü özelliği yeryüzünün hiçbir şekilde taklit
 edilemeyecek sistemlerle donatılmış olduğunun delillerindendir. Yüce 
Rabbimiz yeryüzünü insanın emrine bir nimet olarak sunmuştur. Bize düşen
 de bu nimetin şükrünü yerine getirmektir.
 
