27 Nisan 2016 Çarşamba

İçtiğimiz Su Çok Eskidir


İçtiğimiz su çok eskidir. Buradaki hidrojen atomları ancak büyük patlamadan sonraki milyonlarca derecelik akıl almaz sıcaklıkta oluşabilirler. Yani bu sudaki hidrojen atomları 13,8 milyar yıl önce yaratıldılar. 

Daha insanların bile yaratılmadığı bu zamanda yaşamın temel maddesi olan suyun elementlerinin yaratılması da her şeyin yaratıcısı olan Allah’ın aklıdır. 

"Göklerde ve yerde ne varsa tümü Allah'ındır. Allah, herşeyi kuşatandır." (Nisa Suresi, 126)

Ubukitin (Etiket) Proteini


Proteinler vücudumuzu oluşturan hücrelerimizin temel yapı malzemesidir ve aminoasitlerin birleşmesinden oluşurlar. Zamanla proteinler bozulmaya uğrarlar ve hastalıklara yol açarlar. Bu durumda, hücredeki kalite kontrol sistemi, bozulan proteinleri geri dönüşüm sistemi ile tekrar vücuda kazandırır. Nasıl mı?

Ubukitin adlı 76 aminoasitten oluşan bir protein, bozulan proteinleri etiketler. Bu etiketli proteinler proteozom adlı moleküler bir teknolojik harika makineye yönlendirilirler. Bu makinede bozuk proteinler aminoasitlerine kadar parçalanırlar. Bu kesim neticesinde aminoasitler tekrar kullanılmak üzere hücreye verilir. Böylece hasar görmemiş aminoasitlerden tekrar faydalanılır. Fakat ubukitin (etiket) de protein olmasına rağmen ona dokunulmaz. Böylece etiket molekülü tekrar kullanılmak üzere hücreye geri verilir.

Yağmur Damlasındaki Hız



Yağmur damlası büyüklüğünde ve ağırlığında herhangi bir cisim, 1200 metreden bırakıldığında giderek hızlanır ve yere yaklaşık saatte 558 km. hızla düşer. Ancak yağmur damlasının yeryüzüne iniş sürati saatte 8 ile 10 km. arasındadır. 

Yağmur damlalarını inceleyen araştırmacılar, bu damlaların atmosferin sürtünme etkisini artıran ve yere düşüşünü yavaşlatan bir şekle sahip olduğunu bulmuşlardır. 

Eğer yağmur damlaları saatte 558 km. hızla gökten yağmış olsaydı, çarptığı herşeyi yıkacak ve Dünya üzerinde canlıların yaşaması imkansız hale gelecekti. Her yağmur damlası Allah'ın rahmeti ile yeryüzüne rahatsızlık vermeyecek bir hızda iner.

Yunuslar Uyurken Nasıl Nefes Alırlar?



Yunuslar için nefes almak insanlarda veya diğer kara memelilerinde olduğu gibi bir refleks değildir, iradeli bir harekettir. Yani biz nasıl yürümeye karar veriyorsak, yunuslar da nefes almaya karar verir. Bu, hayvanın suda uyurken boğularak ölmemesi için alınmış bir tedbirdir. 

Yunus uykusu sırasında beyninin sağ ve sol yarım kürelerini yaklaşık on beş dakika arayla nöbetleşe kullanır. Bir yarım küre uyurken, diğer yarım küre yüzeye çıkarak hayvanın nefes almasını kontrol eder.

Yunuslar her nefes alışlarında ciğerlerinin % 80- 90'ını havayla doldururlar. Oysa çoğu insan için bu oran ancak % 15'i bulur.

25 Nisan 2016 Pazartesi

Bitkilerde Renk Farklılığı Nasıl Oluşur?


Bitkilerdeki yeşil rengi sağlayan “klorofil” pigmentidir. Klorofile ek olarak bitkilerde “karotenoid” adı verilen pigmentler de vardır. Bu pigmentlerin bazıları sarıdır; mısırlara, limonlara, ayçiçeklerine renklerini verirler. Diğer karotenoidler sarıdan daha fazla kırmızıdırlar; bunlar şeker pancarlarında, domateslerde, güllerde, havuçlarda bulunmaktadır. Karotenoidler aynı zamanda yeşil yaprakların içinde de vardır. O halde neden yapraklar kırmızı, sarı ya da turuncu değil de ağırlıklı olarak yeşil renklerde görünürler diye düşünülebilir. Bunun nedeni, klorofilin yeşilinin diğer renklerin görülmesini engelleyecek kadar güçlü olmasıdır.

Sonbaharda gün ışığının azalması ile birlikte bitkiler klorofil üretmeyi durdururlar ve bu yüzden yeşil rengi veren pigmentlerin gücünde azalma olur ve yapraklardaki yeşil renk solmaya başlar. Karotenoidler yaprakları kahverengi, sarı ve kırmızıyla renklendirirler.