26 Ağustos 2010 Perşembe

Rüzgarlardaki Bilinmeyen Hikmetler

Rüzgarlar nasıl oluşur? Ekvator ve kutuplar gibi aralarında çok büyük fark olan ısı ve basınç kuşaklarına rağmen, neden dünya yüzeyinde sürekli olarak kasırgalar oluşmaz?

Rüzgarın bilim adamları tarafından yakın bir zaman once keşfedilen hangi özelliği, Kuran’da asırlar once haber verilmiştir?

Rabbimiz, yeryüzündeki her detayı canlı yaşamının sürekliliğini sağlamak için özel olarak yaratmıştır. Yaşamımız boyunca birçok kez tanık olduğumuz rüzgarlar da, canlı yaşamı için büyük önem taşıyan Yaratılış delillerinden biridir. Kuran’da “Rahmetinin önünde rüzgarları bir müjde olarak gönderen O'dur…” (Araf Suresi, 57) ayetiyle müjde verici özelliği haber verilen rüzgarın oluşumu ve yeryüzündeki birbirinden farklı birçok etkisi, bu atmosfer olayının bizlere verilen önemli bir nimet olduğunu gözler önüne sermektedir.

Rüzgarların Oluşumu

Havanın ısınması, ısınan kütlenin genişlemesine, dolayısı ile harekete geçerek yükselmesine neden olur. Ancak yükselen hava kütlesi atmosferin dışına çıkamayacağından, önce dikey yönde sonra da yatay yönde hareket eder. İşte bu noktada havanın ısınıp kütlesel olarak yer değiştirmesi, basıncın oluşmasına neden olur. Ancak atmosferin yaptığı basınç dünyanın her yerinde aynı değildir çünkü yerçekimine, sıcaklığa ve bulunulan yerin yüksekliğine bağlı olarak değişir. Bu şekilde yüksek ve alçak basınç merkezleri oluşur. Atmosferdeki yüksek basınç alanları tepelere, alçak basınç alanları ise çukurlara benzetilebilir. Hava akıcı olduğundan, çekimin etkisi altında yüksek basınç alanlarından alçak basınç alanlarına doğru, sanki yamaçlardan akan su gibi hareket eder ve rüzgarları meydana getirir.

Rüzgarın Bilinmeyen Hikmetleri Nelerdir?

1. Hava Sıcaklığını Dengeler

  • Karalar ve denizler arasındaki ısınma ve basınç farkından doğan kısa süreli rüzgarlardan olan ve sıcak mevsimde görülen meltemler, sıcaklığa etki eden rüzgarlardandır. Hava sıcaklığının yüksek olduğu öğle saatlerinde, kara çok fazla ısındığı için basınç alçalır. Bu şekilde yüksek basınç merkezi olan denizden alçak basınç merkezi olan karaya doğru esen rüzgar havayı serinletir. Burada dikkat edilmesi gereken nokta, Yüce Allah'ın bir hikmeti olarak bu rüzgarın sıcak mevsimde ve günün sıcak saatlerinde denizden eserek havayı serinletmesidir. Geceleri ise hava zaten serin olduğundan daha fazla serinlemesine gerek yoktur. Bu nedenle mekanizma tersine dönerek işler. Ülkemizin Ege kıyılarında yer alan İzmir'de yaz aylarında esen imbat (yazın, gündüz denizden karaya doğru esen mevsim rüzgârı, deniz yeli), bu rüzgar tipine örnek olarak verilebilir.

  • Bazı rüzgarlar ise geldikleri yere göre daha sıcaktır. Bu gruptakilerin en tanınmış olanı Fön adı verilen rüzgarlardır. Söz konusu rüzgarlar, yükselen hava kütlesinin bir dağı aşarak öteki yamaçta alçalması ile oluşurlar. Bu alçalma hareketi sırasında her 100 m.'de 1 derece kadar ısınır. Diğer yamaca sıcak ve kuru olarak inen bu rüzgarlar ilginçtir ki İsviçre Alplerinin kuzey yamaçları ve ülkemizin Doğu Karadeniz ve Toros dağlarının denize bakan kesimlerinde ve benzer koşullara sahip dağlık alanlarda, başka bir deyişle dünyanın serin kısımlarında eser ve buradaki sert ve soğuk iklim koşullarını yumuşatır.

"Ya da karanın ve denizin karanlıkları içinde size yol gösteren ve rahmetinin önünde rüzgarları müjde vericiler olarak gönderen mi? Allah ile beraber başka bir İlah mı? Allah, onların şirk koştuklarından yücedir." (Neml Suresi, 63)

2. Yağmur Yağdırır

Yüce Allah Kuran'ın birçok ayetinde, (Araf Suresi:57, Hicr Suresi:22, Furkan Suresi: 48-49, Neml Suresi:63, Rum Suresi:46, Rum Suresi:48, Fatır Suresi:9, Zariyat Suresi:1-3) rüzgarın yağmur oluşumu üzerindeki etkisini, yağmurun oluşma mekanizmasını detaylı olarak haber vermiştir.

  • Dünya üzerinde atmosferin genel dolaşımı içinde sürekli esen Alizeler ile Batı rüzgarları, yeryüzünün çeşitli kısımlarının iklim ve yağış özelliği üzerinde etkili olurlar. Bu rüzgarlar, nemli hava kütlelerini önlerine katarak sürükler veya havanın yükselerek soğumasına ve içinde bulunan su buharının yoğunlaşarak yağmur halinde yeryüzüne düşmesine neden olurlar.

    Nitekim ortalama 30 derece kuzey ve güney enlemleri arasında esen Alizelerin karşılaştığı hava daima yükselerek soğur ve bu yüzden ekvatoral kuşakta bol yağış meydana gelir. Batı rüzgarları ise orta kuşaktaki karaların batı kıyılarına nemli deniz havasını getirir; buraların ılık ve yağışlı olmasını sağlar. Yüce Allah Kuran'da bulutları rüzgarların önünde sürüklediğini şöyle haber verir:

    "Allah, rüzgarları gönderir, onlar da bulutu kaldırır, böylece Biz onu ölü bir beldeye sürükleriz, onunla, yeri ölümünden sonra diriltiriz. İşte (ölümden sonra) dirilip- yayılma da böyledir." (Fatır Suresi, 9)

  • Batı rüzgarları gibi nemli deniz havasını taşıyan diğer rüzgarlar musonlardır. Güney ve Doğu Asya ülkeleri, Gine Körfezi, Doğu Afrika, Meksika körfezi ve Orta Amerika kıyılarında etkili olan bu rüzgarlar, kara ve denizler arasındaki ısınma ve basınç farkları nedeniyle mevsimlere göre farklılık gösterirler. Yazın karaya, kışın denize doğru esen bu rüzgarlar, yazın denizden getirdikleri nemli havayı kara üzerinde bırakırlar. Bu nedenle birçok kalabalık muson ülkesinde tarımın temelini bu yaz yağışları meydana getirir.

3. Enerji Kaynağıdır

Rüzgar enerjisi yenilenebilir enerjiler arasındaki en gelişmiş ve ticari açıdan en elverişli enerji türüdür. Çünkü;

  • Tamamıyla doğa ile uyumlu olduğu için, fosil yakıtların atmosfere verdiği zehirli gazlar rüzgar türbinlerinde söz konusu değildir.

  • Tükenme ihtimali olmayan bir enerji kaynağı olduğu gibi, en ucuz yenilenebilir enerji kaynaklarındandır.

  • Uygun rüzgar alanlarında, geleneksel fosil yakıtlar ve nükleer enerji ile rahat rekabet edebilecek düzeydedir.

  • Maliyetleri de rüzgar teknolojisi geliştikçe ve kullanım alanları arttıkça düşmektedir.

  • Rüzgar türbinleri kuruldukları alanın sadece %1'ini kullanırlar, dolayısı ile kalan kısımlarda tarımsal faaliyetler yapılabilir.

  • Bugün dünyanın toplam teknik rüzgar potansiyeli yıllık 53.000 TW/saattir. Bu değer bütün dünyanın elektrik tüketiminin 4 katıdır. Son yıllarda rüzgar türbinlerindeki hızlı gelişim, beraberinde büyük enerji miktarlarının bu santraller tarafından üretilebileceği gerçeğini ortaya koymaktadır. Nitekim Yüce Allah Kuran'da rüzgarı Hz. Süleyman'ın emrine verdiğini ve çeşitli işlerinde bir araç olarak kullanmasına imkan sağladığını bildirmektedir. Rabbimiz Hz. Süleyman'a rüzgar enerjisini kullanan bir teknik ilham etmiş olabilir. (En doğrusunu Allah bilir.)

"Süleyman için de, fırtına biçiminde esen rüzgara (boyun eğdirdik) ki, kendi emriyle, içinde bereketler kıldığımız yere akıp giderdi. Biz her şeyi bilenleriz." (Enbiya Suresi, 81)

Rüzgar, farklı ısı merkezleri arasında oluşan hava akımıdır. Atmosferdeki farklı ısılar, farklı hava basınçları oluşturduğundan, hava sürekli olarak yüksek basınçtan alçak basınca doğru akar. Basınç merkezleri, yani atmosferdeki ısılar arasındaki fark eğer büyük olursa, hava akımı yani rüzgar şiddetli olur ki, büyük yıkımlara yol açan kasırgalar böyle oluşmaktadır.

4. Aşılayıcı Özelliği Vardır

Rüzgarlar yağmur damlasını oluşturacak kristalleri taşıyarak bulutları, tohumlarının taşınması ile de bitkileri aşılar. Bu gerçek ayette şöyle bildirilir:

"Ve aşılayıcılar olarak rüzgarları gönderdik, böylece gökten su indirdik de sizleri suladık. Oysa siz onun hazine-koruyucuları değilsiniz." (Hicr Suresi, 22)

Rüzgarların Belli Ölçülerde Olması Neden Önemlidir?

  • Rüzgarlar belli ölçülerde estiği için yağmur yağan muson ülkelerinde, yağışların az yağdığı veya geciktiği yıllarda kıtlıklar olmamaktadır.

  • Rüzgarların Yüce Allah'ın belirlediği ölçüden daha hızlı esmesi durumunda sürekli olarak fırtınalar meydana gelirdi. Özellikle tropikal kuşakta görülen ve hızları saatte birkaç yüz km.'yi bulan sarmal hava hareketleri biçimindeki tayfunlar, yıkıcı ve tahrip edici etkisi ile büyük zararlara neden olurdu. Nitekim yakın zamanda kısa süreli de olsa ABD'nin doğusunu etkisi altına alan Isabel Kasırgası 21 kişinin ölümüne, 3.5 milyon kişinin elektriksiz kalmasına sebep olmasının yanında, sonrasında gelen su baskınlarıyla binlerce kişinin evini terk etmesine neden olmuştur.

  • Rüzgarlar belli ölçülerde estiği için serinletici etkileri kavurucu bir soğuğa dönüşebilir veya çöl bölgelerinde esen Hamsin, Sirokko gibi adlar alan sıcak kurak rüzgarlar biçiminde olabilirdi. Her iki durumda da bitki yaşamı olanaksız olduğu için yeryüzünde insanların ve diğer canlıların yaşaması mümkün olmazdı.

Rüzgarın Oluşumundaki Düzen, Bir Kuran Mucizesidir

Ekvator ve kutuplar gibi aralarında çok büyük fark olan ısı ve basınç kuşaklarına rağmen, Allah'ın belli bir düzen içinde yaratışı sayesinde, Dünya çok sert rüzgarlara maruz kalmaz. Eğer kutuplar ve ekvator arasında gerçekleşecek dev hava akımı yumuşatılmış olmasaydı, Dünya yüzeyi sürekli olarak şiddetli kasırgaların yaşandığı bir ölü gezegene dönüşürdü.

Aşağıdaki ayette "tasrifir riyah" ifadesindeki "tasrif" kelimesi "birşeyi çok çevirip döndürmek, yönlendirmek, bir işe yön vermek, idare etmek, dağıtımını yapmak" anlamlarına gelir. Görüldüğü gibi rüzgar için seçilen bu kelime, rüzgarların düzen içindeki hareketlerini tam olarak tarif etmektedir. Ayrıca bu durum, rüzgarın kendi kendine gelişi güzel esmediğinin de çok açık bir anlatımıdır. Rüzgarları, insanlar için yaşamı olanaklı kılacak şekilde yöneten Yüce Allah'tır. Kuran’da bu gerçek şöyle bildirilmiştir:

"Gece ile gündüzün ardarda gelişinde (veya aykırılığında), Allah'ın gökten rızık indirip ölümünden sonra yeryüzünü diriltmesinde ve rüzgarları (belli bir düzen içinde) yönetmesinde aklını kullanan bir kavim için ayetler vardır." (Casiye Suresi, 5)

Rüzgarların Aşılayıcı Özelliği Nasıl Oluşur?

Okyanusların ve denizlerin yüzeyinde, köpüklenme nedeniyle her an sayısız hava kabarcığı oluşmaktadır. Bu kabarcıklar patladıkları anda, milimetrenin 100'de biri çapındaki binlerce parçacığı havaya fırlatırlar. "Aerosol" adı verilen bu parçacıklar, rüzgarlar sayesinde karalardan gelen tozlarla karışarak atmosferin üst katmanlarına taşınır. Rüzgarların bu şekilde yükseklere taşıdığı parçacıklar, burada su buharı ile temas eder. Su buharı da bu parçacıkların etrafına toplanarak yoğunlaşır ve su damlacıklarına dönüşür. Bu su damlacıkları önce biraraya gelerek bulutları oluşturur, bir süre sonra da yağmur olarak yeryüzüne iner.

Görüldüğü gibi rüzgarlar, havada serbest halde bulunan su buharını denizlerden taşıdıkları parçacıklarla "aşılamakta" ve böylece yağmur bulutlarının oluşumunu sağlamaktadırlar.

"Şüphesiz, göklerin ve yerin yaratılmasında, gece ile gündüzün ard arda gelişinde, insanlara yararlı şeyler ile denizde yüzen gemilerde, Allah’ın yağdırdığı ve kendisiyle yeryüzünü ölümünden sonara dirilttiği suda, her canlıyı orada üretip-yaymasında, rüzgarları estirmesinde, gökle yer arasında boyun eğdirilmiş bulutları evirip çevirmesinde düşünen bir topluluk için gerçekten ayetler vardır." (Bakara Suresi, 164)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder