3 Şubat 2011 Perşembe

Petrol Yataklarını Oluşturan Mikroskobik Canlı: DİATOM


Mikroskobik boyutlardaki bitkisel alglere diatom adı verilir. Birçok canlının temel besin maddesi olan bu canlılar, oksijen üretiminden insanlık için çok önemli bir enerji kaynağı olan petrolün oluşumuna kadar pek çok hayati fonksiyona sahiptir.

Diatomlar, genellikle suda yaşayan ve fotosentez yapma özelliğine sahip olan alglerdir. En büyükleri 1 milimetre çapında olan bu minik canlılardan 1 cm3 deniz suyunda, yaklaşık 10 bin tane bulunur. Okyanuslardaki canlı organizmaların %90’ını oluşturmalarına rağmen diatomların tümü suda yaşamaz. Bazıları toprak üstünde, yosunlara tutunarak ağaçlarda ve hatta yeteri kadar nem olduğunda tuğla duvarlarda bile yaşayabilir. Diatomlar; ışık, su, karbondioksit ve gerekli besinlerin olduğu her yerde bulunabilir ve bu ortamlarda canlılığın devamlılığı için büyük fayda sağlarlar. İşte bu mikro canlıların muazzam özelliklerinden bazıları:

Diatomlar Canlılık için Neden Önemlidir?

Oksijen Üretimi: Diatomlar, yeryüzündeki hemen hemen tüm canlılar için hayati önem taşır. Çünkü yaptıkları fotosentez sayesinde soluduğumuz oksijenin bir kısmını diatomlar üretir. Oksijen üreten mikro fabrikalar gibi çalışan bu mucizevi canlılar, oldukça detaylı bir mekanizmaya sahiptir. Üzerlerinde çok sayıda gözenek vardır. Bu gözenekler besinlerin içeriye girip gaz değişimi yapmalarına olanak sağlar. Trilyonlarca diatom, bu gaz değişimi sonunda kendi ihtiyaçlarının çok üzerinde oksijen üreterek atmosferdeki oksijen oranına son derece önemli bir katkıda bulunmuş olur.

Besin Zincirine Katkısı: Denizlerdeki besin zinciri içerisinde de çok önemli bir rol oynarlar. Diatomlar hayvansal planktonları oluşturan küçük canlıların temel besin kaynaklarıdır. Hayvansal planktonlar da daha büyük türler için besin kaynağı olan ringa gibi balıklar tarafından tüketilir. Örneğin oldukça büyük bir canlı olan kambur balina gibi canlılar diatomlarla beslenir. Bir balinanın birkaç saat tok kalabilmesi için birkaç yüz milyar diatom gereklidir.

Oksijen Üretimini Riske Atmayacak Üreme Hızı: Diatomlar, olağanüstü hızlarda, bazıları sekiz hatta dört saatte bir bölünerek ürerler. Bu nedenle bir diatom 10 gün içerisinde 1 milyar ayrı birey haline gelebilir. Bu canlıların üreme hızları da özellikle oksijen ürettikleri için son derece önemlidir. Üreme hızlarındaki en küçük bir durağanlık kuşkusuz bu önemli oksijen kaynağının büyük ölçüde azalması anlamına gelecektir. Bu da canlılık için tehdit oluşturabilecek bir durumdur. Ancak Allah’ın yarattığı canlılar üzerindeki rahmetinin ve merhametinin bir tecellisi olarak bu canlılar mutlaka ihtiyaç olan zamanlarda ihtiyaç olan miktarlarda ürer ve yeryüzündeki hassas ekolojik dengeyi sabit tutarlar.

Filtre Özelliği: Bu mikro canlılar, endüstriyel olarak da kullanılmakta ve çeşitli maddelerin filtre edilmesini ve yalıtılmasını sağlamaktadırlar. Diatomlar, özellikle silis, nitrat ve fosfatın canlılar için kullanılabilir hale gelmesinde de son derece etkilidirler. Hatta belirli şartlar altında kirli su kaynaklarının saf hale getirilmesini de sağlayabilmektedirler.

İnsanların D Vitamini Kaynağı: Diatomlar, pek çok balık ve balina gibi suda yaşayan canlılar için önemli bir besin kaynağı oluşturmaktadır. Bilindiği gibi, balık yağı insanın gelişimi için oldukça değerli bir besindir. İşte diatomlar, aynı zamanda balık yağında bulunan D vitaminini de sağlamakla sorumludurlar. Allah bu küçük canlıyı balığa rızık olarak yaratmış, ardından onu balığa ve balığı besin olarak kullanan insana yararlı hale getirmiştir.

Diatomların Petrol Üretimindeki Rolü

Diatomların kendi besinleri de insanlık için önem taşımaktadır. Bu canlılar, fotosentez sayesinde ürettikleri minik yağ parçacıkları şeklindeki besinlerini hücrelerinin içerisinde saklarlar. Bu minik yağ parçacıkları zamanla bir araya gelir, jeolojik ve biyolojik kuvvetlerin de etkisiyle petrol yataklarının oluşmasına neden olur. Bugün kullandığımız petrolün çok büyük bir bölümünü tarih öncesi denizlerde üzerlerine güneş ışıdığı için ölen diatomlar oluşturmuştur. Bu diatom tabakaları da zamanla fosilleşerek diatomitleri oluşturur.

Diatomitler, endüstriyel amaçla kullanılır. Diatomit hafif ağırlığı ve gözenekleri ile ideal bir filtre yapısına sahiptir. Bu özelliği nedeniyle uzay endüstrisinde kullanılabildikleri gibi, böcek öldürücü ilaçların üretiminden boya dolgusuna kadar farklı amaçlarla da kullanılabilmektedir.

Diatomların Kabuklarındaki Simetrik Mimari

Diatomların en etkileyici özellikleri ise kendi inşa ettikleri kabuklarıdır. Diatom-lar, mükemmel birer mimardır. Silisyum içeren kabukları serttir ve muntazam ve son derece simetrik bir görünümleri vardır. Diatomların kendileri için inşa ettikleri bu evler, bazen parıldayan bir kozalağı, bazen bir spirali, bazen de ışıldayan kristal bir avizeyi andırır. İlginç olan ise, yirmi beş binden fazla diatom türü olmasına rağmen hiçbirinin kabuğunun bir diğerine benzememesidir. Tıpkı bir kar tanesinin diğerine benzememesi gibi diatomların görünümleri de birbirlerinden farklıdır.

Diatomlar, suda çözünmüş silikonu kıymetli bir taş olan opale benzeyen silikaya çevirerek kabuk üretirler. Bu dönüşüm sonucunda ortaya çıkan cam benzeri kabuklar, müthiş bir çeşitliliğe ve mükemmel bir mimariye sahiptirler. Diatomların üzerinde bulunan ve besinlerin içeriye girmesine ve gaz değişimine olanak sağlayan gözenekler, aynı zamanda yapıyı da inceltirler. Sonuçta bu canlıların görünümleri, son derece hassas açılara sahip mükemmel bir matematik ve estetik harikası olarak karşımıza çıkar.

Unutmamak gerekir ki; diatomlar toplu iğne başı büyüklüğünde, sinir sistemi veya beyin oluşumu olmayan mikroskobik canlılardır. Bu canlıların kimya ya da mimarlık eğitimi almışçasına ürettikleri son derece estetik kabukların tesadüfler sonucu oluşamayacağı çok açıktır. Üstelik bütün diatomlar aynı malzemeyi kullanarak, aynı özelliklerde ancak birbirinden tamamen farklı görünüşte ve aynı kusursuzlukta kabuklar yaparlar. Diatomlardaki bu mükemmel mimari ve sayılamayacak kadar çeşitlilik, Allah’ın benzersiz sanatının tecellilerinden yalnızca biridir.

Sonuç: “Sizin için yerde olanların tümünü yaratan O’dur...” (Bakara Suresi, 29)

Diatomların canlılığın devamı için gerçekleştirdiği işlemlerin pek çoğu günümüzün laboratuvar şartlarında bile gerçekleştirilemezken, bir hücre zarı ve kloroplasttan ibaret olan tek hücreli bir canlının adeta bir kimya laboratuvarı gibi çalışması elbette onun kendi becerisi değildir. Onun, dışarıdaki karbondioksitten, ürettiği oksijenden, karbonun canlılar için öneminden, balık yağındaki D vitamininden haberi bile yoktur. O, sadece üstün özellikleriyle kendisine yüklenmiş görevleri yerine getirir. İşte bu nedenle ilhamla hareket eder. Ona bu ilhamı veren, onu yaratan, onu canlılığın varlığı için gerekli kılan üstün güç, yeri göğü ve bunların içinde bulunan her şeyi “Ol” emri ile yaratan Allah’tır. Bir ayette bu gerçek, şöyle haber verilmektedir:

“Onu istediğimizde herhangi bir şey için sözümüz, ona yalnızca “Ol” demekten ibarettir; o da hemen oluverir.” (Nahl Suresi, 40)

Tek bir mikroskobik canlıda bu kadar muazzam detayların var edilmesi Allah’ın sanatındaki mükemmelliği gösterir. Bildiğimiz ve bilmediğimiz canlıların sahip oldukları bu gibi özellikler, Allah’ın sınırsız gücünü daha iyi kavramak için birer vesiledir. Bir ayette Yüce Allah şöyle buyurmaktadır:

“Ey iman edenler, Allah’tan korkup-sakının ve (sizi) O’na (yaklaştıracak) vesile arayın.” (Maide Suresi, 3)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder